The Ugly Stepsister film afişine tıklayarak The Ugly Stepsister IMDB sayfasına ulaşabilirsiniz
•FİLMİN ADI : THE UGLY STEPSISTER
•YÖNETMEN : EMILIE BLICHFELDT
•YAYIN TARİHİ : 7 MART 2025
•TÜR : DRAM - KORKU - HİCİV
•UZUNLUK : 105 DAKİKA
•IMDB : 7.0 / 10
FİLMİN KISA BİR ÖZETİ
The Ugly Stepsister, klasik masallardan esinlenen dramatik bir uyarlama olarak, güzellik, kıskançlık ve aşkın farklı yüzlerini ele alıyor. Hikâye, Hollanda’da geçen görkemli ama aynı zamanda kasvetli bir dönemde, sıradan bir genç kızın ani bir şekilde saray çevresine dâhil olmasıyla başlıyor. Göz kamaştırıcı balolar, ihtişamlı saray hayatı ve görünüşün toplumsal değerinin ön planda olduğu bu dünyada karakterler, hem kendi arzularıyla hem de toplumun beklentileriyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Film, masalsı atmosferiyle birlikte insan doğasının karanlık yanlarını da incelikle işliyor.
spoiler !!!
OLAYLARI DAHA DETAYLI ELE ALALIM
Film, Rebekka adlı dul bir annenin iki kızı Elvira ve Alma ile birlikte Otto adında varlıklı olduğunu düşündüğü bir adamla evlenmesiyle başlar. Ancak bu umut dolu başlangıç kısa sürede trajediye dönüşür, çünkü Otto aniden ölür. Ölümün ardından iki aile birbirinden miras beklerken gerçek ortaya çıkar: Otto aslında borç batağındadır. Maddi çıkmazın ortasında kalan Rebekka, kızlarını kurtuluş için bir araç olarak görmeye başlar. Özellikle Elvira, romantik hayallere kapılan ve Prens Julian’la evlenip ailesini kurtaracağına inanan biridir.
Ancak Elvira’nın karşısında, güzelliğiyle ön plana çıkan üvey kardeş Agnes vardır. Agnes, soğuk, kibirli ve dikkat çekici bir genç kadındır. Onun varlığı, Elvira’nın hem aşağılık kompleksini hem de arzularını daha da derinleştirir. Rebekka, kızı Elvira’nın şansı artsın diye çarpık bir plan yapar: onu acımasız estetik operasyonlardan geçirerek güzelleştirmeye karar verir. Elvira, Dr. Esthetique adlı acımasız bir cerrahın eline teslim edilir. Diş tellerinin sökülmesi, burnunun ezilerek yeniden şekillendirilmesi ve başka birçok korkunç müdahale Elvira’nın üzerinde denenir.
Elvira, bu işkencelere gönüllü olarak katlanır çünkü tek hedefi Prens’in dikkatini çekmektir. Bununla da yetinmeyip daha da ileri gider; aç kalmadan zayıflamak için canlı bir tenyayı yutar. Bu karar, onun güzellik uğruna bedenini ve sağlığını nasıl feda ettiğini gösterir. Zamanla Elvira’nın vücudu bu süreçten ağır şekilde zarar görür, kusar, kan kaybeder ve giderek daha da zayıf düşer.
Nihayet büyük gün gelir: Prens Julian’ın düzenlediği balo. Elvira acılar içinde de olsa baloya katılır ve kısa süreliğine dikkat çeker. Fakat gece ilerledikçe, yüzünü gizleyen Agnes ortaya çıkar ve Prens’in ilgisini çekmeyi başarır. Elvira’nın bütün çabaları boşa çıkar. Umutsuzluk içinde kendisini daha da tüketmeye başlar: açlıktan kıvranır, parmaklarını keser, vücudundaki tenyayı çıkarmak için kendi bedenini zorlar. Bu esnada küçük kız kardeşi Alma, annelerinin baskısı altında ezilirken yine de Elvira’ya yardımcı olmaya çalışır.
Prens ertesi gün Elvira’nın evine geldiğinde, genç kız yıkımın eşiğindedir. Güzel görünmek için yaptığı her şey ters tepmiş, yüzü tanınmaz hâle gelmiştir. Yürüyemeyen, burnu kırılmış, dişleri çarpık hâlde olan Elvira, merdivenlerden düşerek rezil olur. Prensin ilgisini çekmek bir yana, kendi bedeninden bile kopmuştur. Alma, onu kurtarmak için bir antidot bulur ve Elvira’nın içindeki tenya sonunda dışarı çıkar. Bu sahne, hem fiziksel hem de ruhsal olarak ondan çıkamayan bağımlılığı ve toplumun dayattığı güzellik saplantısından kurtulmayı simgeler.
Sonunda Elvira ve Alma, anneleri Rebekka’nın baskıcı evinden kaçarlar. Rebekka ise hâlâ aynı zihniyetle yaşamaya devam eder; yeni erkeklerle flört eder, ailesinin çöküşünü umursamaz. Film, kızların kurtuluşuyla birlikte Rebekka’nın umutsuz, bencil hâlini yan yana göstererek biter.
Kapanıştan sonra gelen kısa bir sahne ise hikâyeye daha karanlık bir dokunuş yapar: Otto’nun cesedi hâlâ gömülmemiştir. Rebekka, güzellik için her şeyi harcarken en temel görevlerini bile yerine getirmemiştir. Agnes’in de babasını gömmediği ortaya çıkar; bu da onun prensle kurduğu ilişkinin aslında karanlık ve hastalıklı bir bağa dayandığını gösterir.
Ancak Elvira’nın karşısında, güzelliğiyle ön plana çıkan üvey kardeş Agnes vardır. Agnes, soğuk, kibirli ve dikkat çekici bir genç kadındır. Onun varlığı, Elvira’nın hem aşağılık kompleksini hem de arzularını daha da derinleştirir. Rebekka, kızı Elvira’nın şansı artsın diye çarpık bir plan yapar: onu acımasız estetik operasyonlardan geçirerek güzelleştirmeye karar verir. Elvira, Dr. Esthetique adlı acımasız bir cerrahın eline teslim edilir. Diş tellerinin sökülmesi, burnunun ezilerek yeniden şekillendirilmesi ve başka birçok korkunç müdahale Elvira’nın üzerinde denenir.
Elvira, bu işkencelere gönüllü olarak katlanır çünkü tek hedefi Prens’in dikkatini çekmektir. Bununla da yetinmeyip daha da ileri gider; aç kalmadan zayıflamak için canlı bir tenyayı yutar. Bu karar, onun güzellik uğruna bedenini ve sağlığını nasıl feda ettiğini gösterir. Zamanla Elvira’nın vücudu bu süreçten ağır şekilde zarar görür, kusar, kan kaybeder ve giderek daha da zayıf düşer.
Nihayet büyük gün gelir: Prens Julian’ın düzenlediği balo. Elvira acılar içinde de olsa baloya katılır ve kısa süreliğine dikkat çeker. Fakat gece ilerledikçe, yüzünü gizleyen Agnes ortaya çıkar ve Prens’in ilgisini çekmeyi başarır. Elvira’nın bütün çabaları boşa çıkar. Umutsuzluk içinde kendisini daha da tüketmeye başlar: açlıktan kıvranır, parmaklarını keser, vücudundaki tenyayı çıkarmak için kendi bedenini zorlar. Bu esnada küçük kız kardeşi Alma, annelerinin baskısı altında ezilirken yine de Elvira’ya yardımcı olmaya çalışır.
Prens ertesi gün Elvira’nın evine geldiğinde, genç kız yıkımın eşiğindedir. Güzel görünmek için yaptığı her şey ters tepmiş, yüzü tanınmaz hâle gelmiştir. Yürüyemeyen, burnu kırılmış, dişleri çarpık hâlde olan Elvira, merdivenlerden düşerek rezil olur. Prensin ilgisini çekmek bir yana, kendi bedeninden bile kopmuştur. Alma, onu kurtarmak için bir antidot bulur ve Elvira’nın içindeki tenya sonunda dışarı çıkar. Bu sahne, hem fiziksel hem de ruhsal olarak ondan çıkamayan bağımlılığı ve toplumun dayattığı güzellik saplantısından kurtulmayı simgeler.
Sonunda Elvira ve Alma, anneleri Rebekka’nın baskıcı evinden kaçarlar. Rebekka ise hâlâ aynı zihniyetle yaşamaya devam eder; yeni erkeklerle flört eder, ailesinin çöküşünü umursamaz. Film, kızların kurtuluşuyla birlikte Rebekka’nın umutsuz, bencil hâlini yan yana göstererek biter.
Kapanıştan sonra gelen kısa bir sahne ise hikâyeye daha karanlık bir dokunuş yapar: Otto’nun cesedi hâlâ gömülmemiştir. Rebekka, güzellik için her şeyi harcarken en temel görevlerini bile yerine getirmemiştir. Agnes’in de babasını gömmediği ortaya çıkar; bu da onun prensle kurduğu ilişkinin aslında karanlık ve hastalıklı bir bağa dayandığını gösterir.
FRAGMAN

Yorumlar
Yorum Gönder