The Fool film afişine tıklayarak The Fool IMDB sayfasına ulaşabilirsiniz
•FİLMİN ADI : THE FOOL
•YÖNETMEN : YURIY BYKOV
•YAYIN TARİHİ : 6 HAZİRAN 2014
•TÜR : DRAM
•UZUNLUK : 116 DAKİKA
•IMDB : 8 / 10
FİLMİN KISA BİR ÖZETİ
The Fool, modern Rusya’nın sert gerçeklerini yansıtan güçlü bir dramdır. Film, dürüst ve idealist bir tesisatçının bir gece boyunca yaşadığı büyük ikilemi merkezine alır. Görevi sırasında, şehrin fakir kesiminde yer alan devasa bir apartman binasında ciddi bir yapısal tehlike fark eder. Onlarca ailenin hayatını tehdit eden bu durum karşısında, sistemin yozlaşmış yöneticileriyle yüzleşmek ve kendi vicdanıyla hesaplaşmak zorunda kalır. Hikâye, sıradan bir insanın cesareti ve ahlaki değerleri üzerinden, birey ile bürokrasi arasındaki çarpıcı çatışmayı gözler önüne sererken, seyirciyi hem gerilim dolu bir atmosferin içine çeker hem de toplumsal adalet ve insani sorumluluk üzerine düşündürür.
spoiler !!!
OLAYLARI DAHA DETAYLI ELE ALALIM
Yuriy Bykov’un yönettiği The Fool, sıradan bir işçinin gözünden yozlaşmış bir sistemin çürümüşlüğünü çarpıcı bir şekilde anlatır. Film, Rusya’nın küçük bir kasabasında başlar; burada 800’den fazla kişinin yaşadığı devasa, bakımsız bir apartman binası vardır. Binanın dışı dökülmekte, içi harap durumdadır; duvarlarda çatlaklar, borularda patlamalar, elektrik tesisatında sürekli arızalar görülür. Bu kaotik ortamda yaşayanlar, çoğunlukla fakir, alkolik, işsiz veya toplumun en alt tabakasına itilmiş kişilerdir. Ana karakterimiz, genç tesisat ustası Dima Nikitin’dir. Dima dürüst, çalışkan ve ailesine bağlı bir insandır; annesi, eşi ve çocuğu ile birlikte sade bir hayat sürer. Ancak onun en belirgin özelliği, içinde taşıdığı güçlü vicdanıdır; doğru bildiğini söylemekten ve sorumluluk almaktan kaçmaz.
Bir akşam, Dima bir acil tamir çağrısı alır. Eski ve dökülen apartman binasında patlayan bir boru için görevlendirilir. Onarım sırasında binanın taşıyıcı duvarlarında büyük ve derin çatlaklar fark eder. Hızlıca hesaplamalar yapar ve binanın her an çökme tehlikesi altında olduğunu anlar. 800’den fazla insanın hayatı söz konusudur ve zaman çok kısıtlıdır. Dima, paniğe kapılmadan görev bilinciyle hareket eder; vakit kaybetmeden şehri yönetenlerin haberdar edilmesi gerektiğine karar verir.
O sırada şehirde, belediye başkanının doğum günü kutlaması yapılmaktadır. Belediye başkanı, yardımcıları, yerel bürokratlar, polis şefi, iş insanları ve diğer üst düzey yetkililer bir masanın etrafında toplanmış, içki içip eğlenmektedir. Dima, resmi görevini öne sürerek bu özel kutlamayı bölmek ister. İlk başta ciddiye alınmaz, fakat ısrarla derdini anlatmaya çalışır. Nihayet, apartmanın durumunu ve çökme tehlikesini açıklayınca, tüm yöneticiler bir anlığına şaşırır. Dima, hazırladığı teknik raporu sunar ve hemen harekete geçmeleri gerektiğini söyler.
Bürokratlar arasında kısa sürede tartışma başlar. Bazıları tahliye edilmesi gerektiğini kabul ederken, bazıları sorumluluktan kaçmak ister. Çünkü bu binanın yıllardır ihmal edilmesi, devletin bütçesinden ayrılan onarım paralarının yöneticiler tarafından zimmete geçirilmiş olmasıyla ilgilidir. Gerçekte, bina için ayrılan fonlar çoktan üst kademelerde paylaşılmıştır. Eğer şimdi durum açığa çıkarsa, bütün sistemin çürümüşlüğü gözler önüne serilecektir. Bu nedenle çoğu yönetici, binayı boşaltmanın kendi kariyerlerine ve ceplerine büyük zarar vereceğini düşünerek karşı çıkar. Belediye başkanı da başta bu sorumluluğu almak istemez, zira bu karar hem siyasi hem de kişisel bir felakete yol açacaktır.
Toplantı uzadıkça uzar, zaman hızla geçmektedir. Dima çaresizlik içinde defalarca “Binayı hemen boşaltmamız lazım, aksi takdirde yüzlerce insan ölecek” diye uyarır. Ancak masadaki herkes, kendi çıkarlarını, makamını ve parasını korumanın derdindedir. İçlerinden bazıları Dima’yı susturmaya, bazıları ise alay etmeye çalışır. Dürüstlüğüyle ve doğruları söylemesiyle, aslında sistemin kirli yüzünü ortaya dökmüştür. Bu durum, orada bulunan herkes için tehdit oluşturur.
Bir noktada belediye başkanı, vicdanı ile çıkarları arasında kalır. Kısa bir an için harekete geçmeye niyetlenir, ancak etrafındaki diğer yetkililer onu engeller. Çünkü bu binanın çökmesi, onların yıllardır süren yolsuzluğunu örtbas edecek bir “kaza” gibi de görülebilir. Böylece olaydan kurtulmuş olacaklardır. Dima ise daha da hırslanır, yalvarırcasına insanları tahliye etmeleri için çabalar. Ancak sonuç değişmez: yöneticiler ortak bir kararla hiçbir şey yapmamaya, binayı kendi haline bırakmaya karar verirler.
Hayal kırıklığı ve öfke içinde binadan ayrılan Dima, son bir umutla kendi başına harekete geçer. Apartmana gidip insanlara durumu anlatmaya çalışır. Merdivenlerde, koridorlarda ve dairelerde yaşayanları tek tek uyarır. Onlara binanın çökme tehlikesini, hemen evi terk etmeleri gerektiğini söyler. Fakat karşılaştığı manzara umutsuzdur: çoğu insan sarhoş, umursamaz, kayıtsızdır; bazıları onunla dalga geçer, bazıları da ona inanmaz. Fakirlik ve umutsuzluk, insanlarda duyarsızlık yaratmıştır. Çoğu, “Biz nereye gidelim? Gidecek yerimiz yok, burada öleceksek ölelim” diyerek tepki gösterir.
Dima, binadakileri topluca ikna etmeye çalışırken, bir grup öfkeli sakin tarafından engellenir. Onu yalancı, düzen bozucu ve baş belası olarak görürler. Bir anda kalabalığın hışmına uğrar. Çaresiz ve yalnız kalan Dima, tam da kurtarmak istediği insanların şiddetine maruz kalır. Onu apartmandan dışarı sürükleyip darp ederler. Bu sırada gökyüzünde şafak sökmektedir; yeni günün ilk ışıkları, umutsuz bir trajedinin habercisidir. Film, binanın akıbetini net biçimde göstermeden, ama çöküşün kaçınılmaz olduğunu hissettirerek son bulur.
The Fool, bireyin vicdanı ile toplumun yozlaşmış düzeni arasındaki çatışmayı çarpıcı biçimde resmeder. Dima’nın dürüstlüğü ve cesareti, sistemin kirli çıkarlarıyla ezilir. Onun trajedisi, aslında yüzlerce insanın kaderiyle birleşir. Yozlaşmış bürokrasi, halkın umursamazlığı ve toplumun çaresizliği birleştiğinde, geriye sadece yıkım kalır.
Bir akşam, Dima bir acil tamir çağrısı alır. Eski ve dökülen apartman binasında patlayan bir boru için görevlendirilir. Onarım sırasında binanın taşıyıcı duvarlarında büyük ve derin çatlaklar fark eder. Hızlıca hesaplamalar yapar ve binanın her an çökme tehlikesi altında olduğunu anlar. 800’den fazla insanın hayatı söz konusudur ve zaman çok kısıtlıdır. Dima, paniğe kapılmadan görev bilinciyle hareket eder; vakit kaybetmeden şehri yönetenlerin haberdar edilmesi gerektiğine karar verir.
O sırada şehirde, belediye başkanının doğum günü kutlaması yapılmaktadır. Belediye başkanı, yardımcıları, yerel bürokratlar, polis şefi, iş insanları ve diğer üst düzey yetkililer bir masanın etrafında toplanmış, içki içip eğlenmektedir. Dima, resmi görevini öne sürerek bu özel kutlamayı bölmek ister. İlk başta ciddiye alınmaz, fakat ısrarla derdini anlatmaya çalışır. Nihayet, apartmanın durumunu ve çökme tehlikesini açıklayınca, tüm yöneticiler bir anlığına şaşırır. Dima, hazırladığı teknik raporu sunar ve hemen harekete geçmeleri gerektiğini söyler.
Bürokratlar arasında kısa sürede tartışma başlar. Bazıları tahliye edilmesi gerektiğini kabul ederken, bazıları sorumluluktan kaçmak ister. Çünkü bu binanın yıllardır ihmal edilmesi, devletin bütçesinden ayrılan onarım paralarının yöneticiler tarafından zimmete geçirilmiş olmasıyla ilgilidir. Gerçekte, bina için ayrılan fonlar çoktan üst kademelerde paylaşılmıştır. Eğer şimdi durum açığa çıkarsa, bütün sistemin çürümüşlüğü gözler önüne serilecektir. Bu nedenle çoğu yönetici, binayı boşaltmanın kendi kariyerlerine ve ceplerine büyük zarar vereceğini düşünerek karşı çıkar. Belediye başkanı da başta bu sorumluluğu almak istemez, zira bu karar hem siyasi hem de kişisel bir felakete yol açacaktır.
Toplantı uzadıkça uzar, zaman hızla geçmektedir. Dima çaresizlik içinde defalarca “Binayı hemen boşaltmamız lazım, aksi takdirde yüzlerce insan ölecek” diye uyarır. Ancak masadaki herkes, kendi çıkarlarını, makamını ve parasını korumanın derdindedir. İçlerinden bazıları Dima’yı susturmaya, bazıları ise alay etmeye çalışır. Dürüstlüğüyle ve doğruları söylemesiyle, aslında sistemin kirli yüzünü ortaya dökmüştür. Bu durum, orada bulunan herkes için tehdit oluşturur.
Bir noktada belediye başkanı, vicdanı ile çıkarları arasında kalır. Kısa bir an için harekete geçmeye niyetlenir, ancak etrafındaki diğer yetkililer onu engeller. Çünkü bu binanın çökmesi, onların yıllardır süren yolsuzluğunu örtbas edecek bir “kaza” gibi de görülebilir. Böylece olaydan kurtulmuş olacaklardır. Dima ise daha da hırslanır, yalvarırcasına insanları tahliye etmeleri için çabalar. Ancak sonuç değişmez: yöneticiler ortak bir kararla hiçbir şey yapmamaya, binayı kendi haline bırakmaya karar verirler.
Hayal kırıklığı ve öfke içinde binadan ayrılan Dima, son bir umutla kendi başına harekete geçer. Apartmana gidip insanlara durumu anlatmaya çalışır. Merdivenlerde, koridorlarda ve dairelerde yaşayanları tek tek uyarır. Onlara binanın çökme tehlikesini, hemen evi terk etmeleri gerektiğini söyler. Fakat karşılaştığı manzara umutsuzdur: çoğu insan sarhoş, umursamaz, kayıtsızdır; bazıları onunla dalga geçer, bazıları da ona inanmaz. Fakirlik ve umutsuzluk, insanlarda duyarsızlık yaratmıştır. Çoğu, “Biz nereye gidelim? Gidecek yerimiz yok, burada öleceksek ölelim” diyerek tepki gösterir.
Dima, binadakileri topluca ikna etmeye çalışırken, bir grup öfkeli sakin tarafından engellenir. Onu yalancı, düzen bozucu ve baş belası olarak görürler. Bir anda kalabalığın hışmına uğrar. Çaresiz ve yalnız kalan Dima, tam da kurtarmak istediği insanların şiddetine maruz kalır. Onu apartmandan dışarı sürükleyip darp ederler. Bu sırada gökyüzünde şafak sökmektedir; yeni günün ilk ışıkları, umutsuz bir trajedinin habercisidir. Film, binanın akıbetini net biçimde göstermeden, ama çöküşün kaçınılmaz olduğunu hissettirerek son bulur.
The Fool, bireyin vicdanı ile toplumun yozlaşmış düzeni arasındaki çatışmayı çarpıcı biçimde resmeder. Dima’nın dürüstlüğü ve cesareti, sistemin kirli çıkarlarıyla ezilir. Onun trajedisi, aslında yüzlerce insanın kaderiyle birleşir. Yozlaşmış bürokrasi, halkın umursamazlığı ve toplumun çaresizliği birleştiğinde, geriye sadece yıkım kalır.
FRAGMAN

Yorumlar
Yorum Gönder